ANKARA – Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, Ankara’nın Çukurambar semtinde, 30 Aralık 2022’de, bir aracın arkasına saklanan tetikçi Eray Özyağcı tarafından silahla öldürüldü.
Ateş’in öldürülmesine ilişkin açılan davanın ilk duruşması bugün saat 09.00’da Sincan Cezaevi’nde görülmeye başlandı. Duruşma Ankara Adliyesi’nde görülecekti ancak güvenlik gerekçesiyle Sincan Cezaevi’nde gerçekleşiyor. Dava, 5 gün sürecek.
Duruşmayı CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’nin önceki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, CHP Grupbaşkanvekili Murat Emir, CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmeni, Sinan Oğan izlemek için duruşmada hazır bulunan siyasilerden oldu.
AYŞE ATEŞ ÇELİK YELEKLE GELDİ
Duruşmaya yarım saat kala Özgür Özel, Kılıçdaroğlu ve Müsavat Dervişoğlu da salona geldi. Siyasetçiler açıklama yapmadan adliye binasının arka kapısından adliyeye girdi.
Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu ve Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş duruşmada yan yana oturdu. Ayşe Ateş, duruşmaya çelik yelek ve 5 koruma ile geldi.
‘BAY KEMAL NEREDE?’ DİYE BAĞIRDI
Duruşma başlamadan önce tutuklu sanıklardan tetikçi Doğukan Çep, duruşmayı izleyen siyasilere tepki gösterdi ve ‘Bay Kemal nerede’ diye bağırdı. Bunun üzerine salondan çıkartıldı. Ardından Mahkeme Başkanı, duruşmada tartışma çıkmaması için uyarılarda bulundu ve Çep’i duruşma salonuna yeniden aldı.
İKİ AVUKATIN MHP ADINA KATILMA TALEBİ REDDEDİLDİ
Mahkeme başkanının “Sakin olacaksınız, sabırlı olacaksınız” uyarısı sonrası mahkeme heyeti yerini aldı, duruşma başladı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) adına avukatlar İbrahim Ethem Yiğit ve Çağrı Can Pak, davaya katılma talebinde bulundu. Sanıklar da MHP’li avukatların katılma talebini kabul etti. Savcılık makamı ise MHP’nin ‘suçtan zarar görmediği’ gerekçesiyle MHP’nin katılma talebinin reddedilmesini istedi. Mahkeme başkanı da bu yönde karar verdi.
TETİKÇİ ÖZYAĞCI: BEN SADECE AYAKLARINDAN VURDUM, SONRA ‘REİSİ VURDUK’ SESLERİ DUYDUM
Katılma taleplerinin alınmasının ardından sanıkların savunmalarına geçildi.
Duruşma, Sinan Ateş’i öldüren Eray Özyağcı’nın söz almasıyla devam etti. Olayın akışını anlatan ve azmettirici Doğukan Çep’in talebiyle Sinan Ateş’i ayaklarından vurduğunu belirten Özyağcı, Ateş’i sadece iki ayağından vurduğunu anlattı. Ateş’i ayaklarından vurmasının ardından kaçarken “Reisi vurduk reisi vurduk” diye bağırma sesleri duyduğunu savunan Özyağcı, olayın ardından azmettirici Doğukan Çep’i aradığını söyledi. Çep’e, “Ben sadece ayaklarından vurdum ama kaçarken ‘Reisi vurduk’ diye sesler duydum. Başka bir iş olmasın bu işin içinde?” diye sorduğunu söyledi.
Aradan birkaç saat geçtikten sonra Doğukan Çep’in kendisini aradığını söyleyen Özyağcı, “Doğukan Ağabeyim, ‘Sinan Ateş ölmüş, ben sana demedim mi ayaklarından’ vur diye kızdı bana. Ben de ‘Vallahi ayaklarından vurdum, ben öldürmedim’ dedim” diye konuştu. Doğukan Çep’in kendisine, “Başımıza iş aldık, şu telefondan kurtulayım” dediğini söyleyen Özyağcı, “Ondan sonra da Doğukan Ağabeyimle bir daha konuşmadım” dedi.
Cinayetin ardından 4 gün Gölbaşı’nda villada saklandığını, ardından bir araba bagajında İzmir’e gittiğini belirten Özyağcı, İzmir’de bir süre bekledikten sonra da Yunanistan’a kaçmak üzere Edirne’ye gittiğini, Meriç Nehri’ni yüzerek Yunanistan’a geçtiğini, Yunanistan polisinden şiddet gördüğünü ve Türkiye sınırına geri bırakıldığını anlattı. “Beni Yunan askerleri yakaladı. Bana ‘Türk müsün diye sordular ve dövdüler sonra attılar. Ardından da Türk askerlerini gördüm kaçmadım. Emniyete geldiğim ilk andan itibaren de baskı başladı bana. İşkence yapmadılar ama baskı yaptılar” diyen Özyağcı daha sonra polise teslim olduğunu söyledi.
Soruşturma dosyası açıldıktan sonra verdiği ifadede Doğukan Çep’i korumak için bazı yalanlar söylediğini ifade eden Özyağcı, “Beni dinliyorlar da kafalarına göre yapıyorlar, ben ne yazdıklarını bilmiyorum” dedi.
SAVCI ‘DEVLET BEYİN TALİMATIYSA SÖYLE BİZİ UĞRAŞTIRMA’ DEDİ
Sonrasında savcı Durdu Özer’e ifade verdiğini belirten Özyağcı süreci şöyle anlattı:
“Odaya girdim emniyet müdürü masada oturuyordu. ‘Eray madem tasarladın yaptın, gel anlat’ dedi. Ben de, abimi satmayacağım ya, hikayeler yazdım. Emniyet müdürü ifadeyi yazdıktan sonra ‘İmzala’ dedi, okumadan imzaladım, sonra beni savcılığa götürdüler. 3 tane savcı vardı ifademi aldılar, konuyla alakası olmadan genç olan savcı bana ‘Hikaye anlatma’ dedi. ‘Biz bu işin siyasi olduğunu düşünüyoruz’ dedi. ‘Eğer Devlet Bey’den talimat aldıysan söyle, bizi uğraştırma’ dedi. ‘MHP’den iki vekilin ismini ver seni kurtaralım. İçeride de dışarıda da seni koruyacağız’ dedi.”
‘SAVCI ‘BEN BU DOSYANIN KALEMŞÖRÜYÜM’ DEDİ’
Savcının kendisine “Devlet imkanlarını seferber ederiz” dediğini belirten Özyağcı, savcıya “‘Kimseye iftira atmayacağım’ dedim. Savcı da ‘Sana iyilik yaramıyor. Yat da aklın başına gelsin’ dedi. Bana fotoğraflar gösterdiler, ‘Bunları bilmiyorum’ dedim. Savcı, bana ‘Sen ölümden, öldürülmekten korkmuyor musun?’ dedi. ‘Ben ölümden korksam bu işleri yapmazdım’ dedim. Bunun üzerine savcı, ‘Ben bu dosyanın kalemşörüyüm’ dedi. ‘Seninle görüşeceğiz’ dedi.”
‘ATEŞ’İ ÖLDÜRMEDİM, DEVLETİMİZ ARAŞTIRSIN’ DEDİ, BERAAT TALEBİNDE BULUNMADI
Özyağcı, devamında şunları söyledi: “Bana gösterilen resimler ve araçları sonradan medyada haberlerde gördüm. O insanlar ülkü araçlarına bağlı insanlarmış. Görünce Allah’a hamdettim, beni kötü bir şeye alet etmedi. Ben Doğukan Çep’in has kardeşiydim Doğukan Ağabeyim, Sinan Ateş’le sorun yaşadığı için ben sadece ayaklarına sıktım, ben Sinan ateşi öldürmedim. Devletimizin bunu araştırmasını istiyorum” diye konuştu.
Özyağcı, savcılığın ardından cezaevine götürüldüğünü, araçların Ülkü Ocakları’na ait olduğunu basından öğrendiğini belirtti. Beraat talebinde bulunmadı.
‘İŞKENCE NEDENİYLE NE DESELER KABUL EDECEK HALE GELDİM’
Duruşma sanıklardan Vedat Balkaya’nın beyanları ile devam etti. Balkaya, eski beyanlarının çoğunun çarpıtıldığını, söylemediği ifadelerin yazıldığını belirtti. “Bana alacak verecek meselesinden bahsettiler. Yoksa cezaevinden yeni çıkmış biri olarak, onlara yardım etmezdim” dedi.
Doğukan Çep’in talebi üzerine kurye aracı olarak kullandığı motosikletiyle tetikçi Eray Özyağcı’yı Gölbaşı’na götürdüğünü anlatan Balkaya, bunun dışında olayla bir bağlantısı olmadığını belirtti.
Balkaya, Kocaeli’nde yakalandıktan sonra yaşadıklarını şöyle anlattı: “Bazı emniyet mensupları beni ormanlık bir alana götürüp orada beni dövdüler ve Atilla isimli kişiyi sordular. Beni Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’ne götürdüler işkence Ankara’da devam etti. Ben Sinan Ateş’in öldürüldüğünü orada öğrendim. Ben arkadaşça onlara yardım etmek istedim, ben tamamen suçsuzum. İşkencede bir damacana su geliyor bir damacana su gidiyor. Bana ne deseler kabul edecek duruma geldim” dedi.
Duruşmaya yarım saat ara verildi.
AYŞE ATEŞ: EKSİK BİR İDDİANAME İLE YARIM BİR MAHKEME
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş duruşma öncesi yaptığı açıklamada eksik bir iddianame ile yarım bir mahkeme kurulacağını belirtti.
Ayşe Ateş, “Bugün eksik bir iddianame ile yarım bir mahkeme kurulacak. Bizim buradan beklentimiz ve isteğimiz şu, ayrılan dosyadaki 17 kişi hakkında gerekli işlemlerin hızlı yapılarak, bu dosyanın da bizim dosyamıza eklenmesi, eksik olan bu iddianamedeki boşlukların tamamlanarak, yeni ve doğru bir iddianamenin yazılması ve yargılamanın hızlı yapılması” diye konuştu.
Suçluların adil şekilde yargılanmasından başka hiçbir talepleri olmadığını ifade eden Ateş, “Dilekçeler verdik, eksik deliller var, halen gelmeyen, dosyaya eklenmeyen deliller var. Bu delillerin hızlı bir şekilde dosyaya eklenmesi, eksiklerin tamamlanması, halen bazı arkadaşlarımızın ifadeleri eklenmedi, bu ifadelerin hızlı bir şekilde eklenmesi, iddianamedeki boşlukların doldurularak tamamlanması ve hızlı şekilde yargılan devamını istiyoruz. Şimdi mahkemede bunun hepsini dile getireceğim” dedi.
Ateş, bir basın mensubunun, “Sinan Ateş’in Mersin’de bazı ticari bilgileri istihbarata bildirdiği yönünde iddialar vardı. Bu konuyu gündeme getirecek misiniz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bahsettiğiniz şey iddialardan ibaret. Ben elimdeki somut delillere, bilgi ve belgeleri dayanarak konuştum hep. Eğer bir gün o konuyla alakalı somut bilgi ve belge elimize ulaşırsa o gün onunla alakalı da yorumumu, söyleyeceğim şeyleri söylerim ama şu an için böyle bir şey mevcut değil. Ancak Mersin olayı tabii ki de bizim olayımızın öncüsü, oradan başlayarak, onun da değerlendirilerek, gerekli ifadelerin de alınarak dosyaya konulması ve hep birlikte işlem görmesi gerektiğini sayın mahkeme heyetine ileteceğim.”
Ateş, bir basın mensubunun “Bugün yoğun güvenlik önlemleri var, yanınızda da korumaları görüyoruz, bu korumalarınız uzun süredir var mı?” sorusu üzerine, “Yaklaşık bir buçuk ay oldu sanırım koruma talebinde bulunalı, uzun süredir korumalarım var. Yoğun güvenlik önlemleri altında yaşıyorum. Normal bir hayat yaşamıyorum. Evde, kızlarımla akşama kadar, çok gerekli haller dışında dışarıya çıkmadan. Bazılarının halen yaşamadığı ancak yaşaması gereken cezaevi hayatını maalesef bize layık gördüler” ifadelerini kullandı.
ÖZEL: AYŞE HANIM ADALET TECELLİ ETMİŞTİR DİYENE KADAR YANI BAŞINDAYIZ
Duruşmayı izlemek üzere Sincan’daki salona gelen Özgür Özel, sosyal medya hesabından, Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ve Kılıçdaroğlu ile yan yana oturduğu fotoğrafı paylaştı. Özel, şunları kaydetti:
“Adalet tecelli edene, suikast üzerindeki sis perdesi aralanana kadar bu davanın takipçisi olacağız. Yanı başında olacağız demiştik, Ayşe Hanım adalet tecelli etmiştir diyene kadar yanı başındayız.”
ÖZDAĞ: KAMU VİCDANINDA ÇOK DERİN YARA AÇILACAK
Duruşmayı izlemek üzere gelen Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da gazetecilere yaptığı açıklamada, Sinan Ateş’in “Ankara’da sokak ortasında, gündüz gözüyle kameraların önünde” öldürüldüğünü anımsattı.
Özdağ, “Bu alçakça cinayetin gerçekleşmesinden bu yana ülkemizde yaşananlar hukuk devletinin nasıl tasfiye edildiğinin açık kanıtı olmak durumunda. Umudumuz bundan sonra mahkeme sürecinin hiç olmazsa belirli temel ilkeler çerçevesinde Anayasaya ve yasalara uygun yürümesi, suçluların ve gerçek suçluların adalete teslim edilmesidir. Bu olmaz ise kamu vicdanında çok derin yara açılacak” dedi.
ESKİ ÜLKÜ OCAKLARI YÖNETİCİSİNE AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENİYOR
Hazırlanan 145 sayfalık iddianamede, tetikçi Eray Özyağcı ile onu olay yerine getirip, olayın ardından kaçıran Vedat Balkaya ve Suat Kurt hakkında eylem üzerinde ortak hakimiyet ile müşterek fail olarak Sinan Ateş’e yönelik toplu halde, iştirak halinde “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Sanıklardan ”silahlı eylemi organize ettiği” iddia edilen Doğukan Çep ve şüpheli eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın ise ”suça azmettiren olarak maktüle yönelik toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Sanıklardan Zekeriya Asarlaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Mustafa Uzunlar, Askın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak, Osman Bayraktar, Caner Güney, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Emre Yüksel, Serdar Öktem, Erdem Karadeniz, Alper Atay, Mustafa Ensar Aykal’ın ”iştirak halinde islenen suça yardım eden fail olarak maktüle yönelik toplu halde, iştirak halinde tasarlayarak kasten öldürme” suçundan hapis cezası isteniyor.
Olaya ilişkin hakkında işlem yapılan toplam 39 kişiden, haklarında yurt dışına çıkış yasağı getirilen diğer 17’si hakkındaki soruşturma, ayrı bir dosya üzerinden sürüyor.
Ne olmuştu?
30 Aralık 2022 tarihinde eski Ülkü Ocakları Başkanı ve akademisyen Sinan Ateş, akrabası Selman Bozkurt ile Çankaya’nın Kızılırmak Mahallesi’ndeki 1456. Sokak’ta, bir aracın arkasına saklanmış olan Eray Özyağcı’nın silahlı saldırısına uğradı. Özyağcı tarafından sıkılan bir mermi Bozkurt’a, beş mermi ise Ateş’e isabet etti. Bozkurt omzundan yaralandı, Ateş ise ağır yaralandı ve kaldırıldığı hastanede öldü.